Aynı şeylerden sıkılmadık mı?
Aynı şeylerden sıkılmadık mı?
Tıbbi cihaz sektörünün sorunlarından (ödeme vadeleri, kur artışı, yetersiz SUT fiyatları v.b.) bahsedip tüm sektör paydaşlarının hakim olduğu konuları can sıkıcı bir dille burada tekrar gündeme getirmenin tamamen zaman kaybı olduğunu düşünüyorum. Sorulması gereken doğru soruyu sorup ne yapılması gerektiği üzerine yoğunlaşabilirsek hem sektör olarak hem de ülke olarak gereken noktaya zaman içerisindehızlıca gelebileceğimize inanıyorum.
Peki yapılması gereken NEDİR?
Einsten deliliği ‘’Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek ‘’ olarak tanımlamaktadır.
Tıbbi cihaz sektör paydaşlarının yıllar içerisinde yaptıkları şeylere bakıp geldiğimiz noktayı değerlendirirsek aslında Einstein’in delilik tanımına son derece uyduğumuzu göreceğiz.
Branş farklılıklarını göz önünde bulundurarak, doğru zamanda , doğru ürünleri, doğru fiyatla ve doğru işbirliği ile ithal etmeyi veya zamanla üretmeyi düşünmek yerine, günü kurtarmak için harcadığımız çabalar, sektörün ve ülkemizin geleceğini çaldığı gibi bireysel geleceğimizi de belirsiz hale getirmektedir.
Tıbbi cihazlar, ülkeler için öncelikli yatırım alanı olmakla birlikte ülke olarak halen %85 dışa bağımlı durumdayız. Bu dışa bağımlılık bireysel girişimlerle azaltılmaya çalışılmakla birlikte , çoğu alanda etiket basmaktan öteye geçemiyoruz.
Tüm sektör paydaşlarına buradan seslenmek istiyorum; bireysel yükselişler , sektörel çöküşü beraberinde getirecektir ve sürdürülebilir değildir. Bir an önce hem ülkemizi,hem sektörü hem de bireysel menfaatlerimizi gözeterek bir atılım yapmak zorundayız. Zira yeni başlayacak olan tıbbi cihaz regülasyonu ülkemizi ve sektörümüzü üretimden uzaklaştırmakla kalmayıp ; dışa bağımlılığımızı daha da arttırarak bizi fasoncu bir ülke konumuna düşürecektir.
MDR süreçleriyle birlikte daha da zora girecek olan tıbbi cihaz sektörünü ayakta tutacak kişiler yine bizleriz. Seneye değil, önümüzdeki ay değil, haftaya değil, yarın değil; BUGÜN hep birlikte neleri başarabileceğimizi düşünüp , küçük hesaplarla birbirimize zarar vermek yerine , bir araya gelerek neleri başarabileceğimizi düşünmemiz gerekmektedir. Aksi haldi günü daha ne kadar kurtarabileceğinizi LÜTFEN kendinize sorun.
by H.Semih Çetin